"Adamın biri, birtakım tılsımlı taşlar bırakır. Asur imparatorluğunun bir eyaleti olan bu kentteki insanlar tılsımlı taşların olduğu yere gelirler ve birtakım dileklerde bulunmaya başlarlar. İnsanlar bu tepeye çıktıklarında iç huzur bulduklarına ve dualarının daha etkili olduğuna inanırlardı. Bu tepedeki kayalara kutsallık atfetmiş bu insanlar, bu kayalara yazılar ve semboller nakşederek dilek ve dualarını iletmeye çalışırlardı.”

 Ziyaret Tepe… Bir arkeolojik günlük… 12 bin yıllık bu yerleşim yerinde dolaşan bu efsane doğru mudur bilinmez ama yapılan kazılarda çıkarılan eşyaların yanı sıra bulunan bina kalıntıları, bu höyüğün sanılandan daha da önemli bir yer olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Ziyaret Tepe, Türkiye’nin ve Bismil ilçesinin güneydoğusunda bulunan ve 300 yıllık bir Asur eyaleti olan Tuşhan olduğu düşünülmektedir. 20 asırdan uzun süredir unutulan bu höyük, 2001 yılında yapılmaya başlanan kazılar ile tekrar önem kazanmaya başladı. Bilinmeyen bir dil, 60 kadın ismi ve bir kamu binası kalıntılarının yanı sıra 21 tablet bulundu. 21 sayısına dikkat…

                Kazıların detaylarına değinmek istemiyorum. Zira bunu yapmaya kalkışsak uzun bir makale ortaya çıkar. Burada demek istediğim, bu toprakların bizden sakladığı unsurlar, yabana atılır cinsten değil. Onları korumaya almamız gerekir. Fakat Ziyaret Tepe maalesef Ilısu Barajı tehlikesiyle karşı karşıya. Bu tür tarihi değiştirecek bölgelerimizi tehlikelerden korumak için barajlarla kapatmak ve zamanı gelip barajların suyu çekildiğinde tekrar araştırmaya başlamak gibi düşünce mi var bilmiyorum. Her neyse, belki de bu benim paranoyaklığım. Temennim, dışarıdan değil de içimizden birilerinin gidip kazı araştırması yapması. Çünkü bu kazıları yapan kişiler genellikle Batı’dan.

                Unutmayın, medeniyet toplumun kimliğidir.

                Sevgiyle kalın!